27 Aralık 2012 Perşembe

Hayır, hasta değilim ki

Selam! ^_^ Bugün aslında biraz hüzünlüyüm. Çünkü bugün, gelecek lanetli günlerin başlangıcı. Çünkü; BOĞAZIM ACIYOR. Bu demek oluyor ki, ilerleyen günlerde boğazım daha fena ağrımaya başlayacak, sonra malum hasta olacağım falan ohooo.... Yani bir bakıma, geleceği de görebiliyorum aslında ben. :OOOO
Aslında, hastalıkla baş edebilmek için çok güzel bir yöntemim var arkadaşlar. Evet, şimdi açıklıyoruuuuum; hastalığı takmıyoruz!!11 Yani, mesela ben şu anda hasta olacağımı biliyorum. İlerleyen günlerde daha kötü olduğumda bile, hastaymışım gibi davranmıyorum. Çünkü gerçekten, kendinizi bıraktığınızda daha kötü oluyorsunuz, bunun farkına vardım, yani en azından bende öyle.. Bu yüzden böyle hiiiç takmıyoruz, umursamıyoruz.. "Yoooooo hasta değilim ki ben" mesajını beynimize gönderiyoruz. O da birkaç gün uğraşıp gidiyor zaten.


Ama bir keresinde, boğazım böyle acımaya başlamıştı.. İlerleyen günlerde bu daha çok arttı ama pek bir şeyim yok aslında, sadece boğazım.. Ben böyle "hohoooooo takmıyoruuuuuum :))999" falan derken, bi' sabah bi' uyandım, sesim çıkmıyor!!!!11 Bayağı bildiğiniz, artık pes etmiş boğazım tamamen... "Senin mallıklarınla mı uğraşacağım lan ben, insan bi' ıhlamur falan içirir, vicdansız" falan demiş olabilir.. O gün hep öyle kalmadı tabii, geçti biraz ama yine de güzel anlardı, acı çekmesi olmasa.. Ben nedense sesimin kısılmasını çok istiyorum. Ama bunu bir türlü başaramıyorum. -.- "Mal mısın sen, neden istiyorsun bunu?!!?!?*" diyebilirsiniz, ama inanın bilmiyorum ben de, sadece istiyorum.. Daha güzel bence, hafiften kısılacak böyle. :(
Neyse, bir gün başaracağım, inanıyorum!!
Yani toparlamak gerekirse, bence bu hiç de malca değil arkadaşlar, lütfen ezmeyiniz beni. Boğazım acıyor ama ben yine aynı şekilde davranacağım... Bunu da neden yazdıysam.. Aslında baktım da gayet saçma bi' yazı olmuş. Çok saçma. Çok. Neyse yazdım artık.. Beni de böyle idare edin lütfen. :(
Görüşürüz!



EDIT : Bunu yazdıktan tam 3 gün sonra buradayım. Bu düzenlemeyi yapma sebebimse, bu yöntemin henüz işe yaramamış olması asfdagsfhasdjas.. Burnum acıyor artık silmekten!! Sanırım bu yöntem, hastalığın süresini biraz kısaltabilmek için kullanılabilir.. En kısa zamanda bitsin şu, kıyamam kendime. :(

21 Aralık 2012 Cuma

Çizerler~ Şaka şaka..

Selamm! Uzuun süre yazmayışlarıma alıştınız sanırım.. Öyle oluyor istemeden.. Neyse.
Bu süre zarfında hayatımda olanlar; ev, okul.. Ha evet, ben gezmiyor muyum? Tabii ki geziyorum, ama genellikle evde. Zaten bu soğukta ne yapayım dışarda?!!?1?1*1?!?1
Ama tabii dünü saymazsak.. Okul gezisine gittim, normalde gitmezdim ama bu geziden sınav mı ne olacakmışız.. Gitmek durumunda kaldım.. Çok fena üşüdüm, ama ben üşümekten zevk alan bir insanım. Çok güzel değil mi ama? Çok fazla olmaması lazım tabii.


O değil de, ben böyle sıkıntıdan eline koluna bi' şeyler yazan, çizen biriyim.. Sağ koluma bi' şey çizmişim, ne zaman gözüm takılsa böcek sanıyorum. Sonra böyle yarım saniyelik bi' şok, gözlerin kocaman olması, kalbe inen o his, daha sonra normale dönme, rahatlama.. 5-6 kez oldu bu. Sinir oldum. -.- Tabii bunun farklı bi' versiyonu da var.. O da, evde böyle deneme amaçlı kafama göre makyaj yapıyorum bazen, abartılı tabii tüm gözümü siyaha boyuyorum falan. Sonra mesela banyoya gireceğim zaman, "öff hiç silmekle uğraşamam şimdi, banyoda nasıl olsa gidecek" düşüncesi.. Çıktığımda aynaya bakma, kendinden korkup 1-2 saniyelik şok geçirme, sonra normale dönme.. Hayat bazen gerçekten zor olabiliyor... :(



Size çizerler hakkında yazı yazacağım demiştim, aslında yarısını yazdım ama bitiremiyorum, çünkü vaktim olmuyor. Bir de, tüm arşivimi ortaya döküyorum, zor biraz bu.. Çok güzel bi' şey beklemeyin aslında, böyle uğraşıyorum, geciktiriyorum azıcık ama öyle süper bi' şey değil. Beklentilerinizi yüksek tutmayın yani. :D Sadece anlatacağım birazcık. 

Bu arada "diş hekimi", "diş doktoru"ndan daha havalı bence, evet.. 

Konudan konuya atlamak.. bi' şey anlatayım ben yine.
Şimdi ben böyle 7.-8. sınıftayken falan, bi' çocukla tartışıyoruz sınıfta. Bayağı sinirlenmişiz falan. Sonra bu çocuk birden bana, "saçların negzel kokuyo" dedi. Salak ya, o kadar tartışalım edelim, sen gel bunu de bana. Mal. Çocuğun mallığının yanında benim de "ehehe teşekkürlerrr" deyip mallığımı ortaya koyuşum var tabii.. Yani buradan çıkardığımız sonuç ne? Bilemedim, toparlayamadım..
Bi' arkadaşımın bana yazdığı bi' yazıda, şöyle bir yer vardı;
"bugün ona bi şeyler anlatıyoruz bu böyle dinlemiş gibi yapıyo sonra pat diye kaşlarımı hiç sevmiyorum diyo" 
Arkadaşlarıma, bana katlandıkları için teşekkür etmem gerek sanırım. :( Ama etmeyeceğim asjdasjd

Bu arada, okulda herkese bir konu veriyordu hoca, bununla ilgili yazı, resim falan bulmamız gerekiyordu.. Bana da tam benim konum geldi, "farklılıklara saygı". Burada yazdığım "Gerçek Fark" yazısını okuttum hocaya hemen tabii, bayağı değiştirerek, bir şeyler ekleyip çıkartarak onu götürdüm okula. Umarım öylesine yazmamışımdır, birileri okur da düşünceleri değişir..
(ilk halini görmek için, bkz; 
http://yunikorn.blogspot.com/2012/09/gercek-fark.html )

Neysee~ okuduğunuz için teşekkür ederim, görüşürüz! ^_^

4 Aralık 2012 Salı

Başlık bulamadım buna.. :m

Yine arayı açtım biraz, gerçekten şu okul beni çok yoruyor ve zorluyor. :( Boş bir zamanımda hemen geleceğim, yazacağım şeyler de aklımda zaten. Bu sefer saçmalamak yerine, bazı insanlar hakkındaki görüşlerimi yazacağım ve azıcık bilgi vereceğim. Konumuz çizerler tabii.. Ha evet yine saçmalarım büyük ihtimalle ama her zamankinden az olmasını umuyorum..



*Bu ara bebeklik fotoğraflarını paylaşmak da moda oldu.. Eh, ben de paylaşayım bari.. :P













Bloga bakanlara çok teşekkür ediyorum.. Görüşmek üzere, en kısa zamanda! ^_^ 

21 Kasım 2012 Çarşamba

Bir Bakayım

Evet selammm.. aslında biraz moralim bozuk.. :( Çünkü 1-2 saat önce şarjım bitti, okuldan gelirken hiç sevmediğim şarkılara maruz kaldım.. Aslında şarkıların isimlerini bile bilmiyorum da neyse hsadhasjf...... bir kez daha anladım ki, kulaklığım olmadan ben bir hiçim. :(

Bir de, resmen millet beni kulaklığımla bütünleştirmiş. Bugün, ben böyle mal mal durdum, moralim bozuk, görenler diyor ki "aaa kulaklığın nerede senin o.o" Millet hemen anladı yani, bi' eksiklik hissetti.. Diyorum, "arkadaşlar, depresyondayım ben şu an, lütfen..." Yalnız nasıl bir ifadem varsa o an, kızın teki kulaklığını verebileceğini söyledi :D:ASD: Almadım tabii, ne yapayım lan kulaklığı kendi şarkılarım olmadan..
Eve gelene kadar mal mal şarkılar dinledim yani.
Bugünkü sınavda ben yine 3 soru yaptım zaten. Hayır, anlamıyorum, bu nasıl bi' şey? Hoca zekisi üşenmemiş 4 gruba ayırmış bir de.. Kopyayla falan halledecektim artık çünkü gerçekten beynime hiçbir şey girmemişti.. Hocanın da içine mi doğdu nedir, yerimi değiştirdi. -.- Mal gibi kaldım tabii,  her zaman olduğu gibi, çalışmadığım yerden geldi bir de :( Offff ne yapayım yani, suç benim değil.. -.- Neyse işte, yeterince sıkıldım zaten okulda.. Bu sınav stresinden sonra şarjımın bitmesi hiç iyi olmadı.. Gerçi sınav stresi olmasa bile şarjımın bitmesi hiçbir zaman iyi olmaz. Şarjlar bitmesin.............
Daha fazla saçmalamadan bu konuyu kapatayım. Bu ara benim konuşmama bir haller oldu. Şöyle ki, yazdığım gibi konuşuyorum. YapıyoR, ediyoR... Aslında normal olanı bu, ama insanlar tarafından garip karşılanıyor :DAS:D Yani, bilerek veya isteyerek yapmıyorum, bu ara nedense öyle oluyor. :O Aslında pek de sorun değil, okuldayken sürekli birlikte takıldığım -mal mı mal, salak mı salak- bir arkadaşım var, o da öyle konuşuyor, birlikte takılıyoruz güzel güzel.. Ama onunla değilken, tek başıma öyle konuşunca, insanlar bi' "hö?" yapıyorlar.. üzülüyorum :(

Hatta bir kere, yeni biriyle tanıştım.. Çok iyi anlaştık, konuştuk ettik falan.. Sonra bana dedi ki, "Sen Türk müsün?" "Evet" dedim "N'oldu?", dedi ki "Çok garip konuşuyorsun..". Ve ben yine.................Ya neden bana böyle şeyler yapıyorlar, ben anlamıyorum bunu. :(

Aslında bununla ilgili bi' şey daha oldu, ama anlatsam mı emin değilim.. Ya biliyorum kendimi çok rezil ediyorum ama, olsun ya insan kendiyle dalga geçebilmeli, di mi ama? EVET.
Neyse anlatıyorum.. 2-3 hafta öncesindeydi sanırım, sınıfta, çıktım sunum yapıyorum, bir de ilk ders. Diğer arkadaş anlatmaya başladı, ben de bekliyorum öyle tahtada mal mal. Sonra bana bi' haller olmaya başladı.. Böyle bir sıcak bastı falan, başım dönmeye başladı sonrasında.. Gözlerim kararıyor bildiğiniz. Ben baktım benim yere yığılabilitem yüksek, hocaya "hojam ben yerime oturabilir miyim" diyeceğim, ama dedim mi demedim mi tam hatırlamıyorum onu, en son baktım sırada oturuyorum, hoca falan gelmiş böyle "hojam ayran alayım mı" falan diyorlar.. Nasıl yerime oturdum, ne oldu, o aradaki kısmı hatırlayamıyorum ama.. Hoca "nasılsın?" falan diyor, dedim "hojam iyiyim, ama göremiyorum ben şu an". Ama gerçekten göremiyordum böyle karanlıktı yani, tabii tamamen değil de, anlamışsınızdır.. Biraz daha durdum öyle, hoca dedi "şimdi nasılsın, görebiliyor musun?" Ben de şimdi hâlâ bulanık görüyorum, "Lan" dedim, "acaba gözlüğü takmadığım için mi böyle, yoksa hâlâ devam mı ediyor", böyle düşündüğüm için gözlüğümü takarken "bi bakiyim" dedim. Hoca falan güldü tabii o arada, "zaaaaa hem gözlüğü takmamış hem göremiyorum diyor aq xDDD" diye. Neyse işte öyle oldu bitti bedavadan ayranımı da içtim, tuzu da doldurmuşlar içine.
Arkadaşlarım da bayağı korkmuş, arkadaşlarım dediğim de 2 tane mal, ama onları çok sefiyorum. Anlatıyorlar bana olanları, dediklerine göre bembeyaz olmuşum falan, dudaklarım bile renk değiştirmiş o derece. :DASd. bi' de, hani şu gözlüğü alıp "bi' bakiyim" dediğim yer var ya, ben meğerse orada "bi' bakiyim" değil, "BİR BAKAYIM" demişim...... Sonra biz buna çok uzun süre güldük, ama düşünün ki farkında bile değilim öyle dediğimin. :(
Böyle yani, bu da bana dert oldu, ama hâlâ böyle konuşmaya devam ediyorum, bir gün aşacağım bunu da.. :(

Bu arada buzdolabının sesini duydum, içim acıdı lan.. Şimdi bizim buzdolabıyla garip bi' ilişkimiz var. Ben mesela mutfaktayım, dolaptan bir şeyler alırken kapatmıyorum, birazdan bi' şey daha alacağım diye. 2 saniyelik iş. Bu salak da bi' süre sonra "Lan amk, ben açık kaldım, başlatma şimdi yemeğine, kapatsana şu kapağımı pizivink!!!" diye bağırmaya başlıyor. Eğer ben o an mutfakta, bilerek açık bıraktıysam sinir oluyorum hemen ötmesine, "Lan sıs! ağzına sıçtımını-" diye ağzına tekme atıp susmasını sağlıyorum, yani kapağını kapatıyorum. O da susuyor hemen.
Ama farkında olmadan açık bıraktıysam -şu an olduğu gibi-, ben bir üzülüyorum ki sormayın.. Bu sefer, "ablacığım yalnız ben açık kaldım, rica etsem şu kapağımı bi' kapatabilir misin? Çok üşüyorum ühühü, size anne diyebilir miyim?" diyor.. Ben de gidiyorum hemen, "ah canııım, açık mı bırakmışım ben seni? çok pardon.." diyerek yavaşça kapatıyorum kapağını, seviyorum falan.. Öyle yani. İyi anlaşıyoruz aslında ya.. güzeliz. :(

Of bu yazı da bayağı uzun olmuş yalnız  o.O neyse artık, okuduğunuz için teşekkür ederim ^_^
Görüşürüzz! 

16 Kasım 2012 Cuma

Atarlı Unicorn



Ya bakın yine çok fena atarlandım ben, burayı açtım buraya dökeyim içimi.................Hani şu, bir şeyi sırf farklı, havalı, cool vs. görünmek için sevenler, seviyormuş gibi yapan geri zekalılar var ya, heh işte onlara deli oluyorum. >.< Neden böyle şeyler yapıyorsunuz olum ya? Yapmayın... Hayır yani ne oluyor? Anlayabilmiş değilim.. Sırf birilerine yaranabilmek için var ya bunların hepsi.. Çok geri zekalısınız, yani aslında geri zekalılığın da ötesinde bir şey bu..
Mesela, daha Amerika hakkında (yani oradaki yaşam, insanlar vs..) en ufak bi' şey bilmeden gelip "ĞAAAAAAAAĞĞAĞ AMERİKAĞĞĞĞ ÇAK SEVİYORAAAAAAM KESİNLİKLAAAA ORAYA GİDİCAAAAAAM" yapıyorsunuz. Bi' bakın, hoş bi' şey mi? hasjdasdfkfzs ciddi ciddi gülüyorum şu an fkdfjhzds
Bi' kere sen, bu kadar bağnaz bir insanken, nasıl orada yaşayacaksın evladım? Orada her türlü insan bir arada yaşayabiliyorken, sen bu geri kafalılıkla nasıl yaşayacaksın? Bunları bir kez bile düşünmediğine eminim, sen "AMERİKAAAAAAAAAĞĞĞĞĞAĞAAĞAĞĞA" demeye devam et.

Bazı müzik tarzlarını dinleyen insanlar, başka bi' müzik tarzını aşağılayıp, o müzik tarzından nefret ederse eğer, o kendi grubu arasında havalı oluyor, evet. Çünkü bu size farklılık kazandırıyor di mi? ayyyy canım :))))))99
Ben birçok tarzda müzik dinliyorum ama başkalarının bi' müzik tarzını aşağılamasına sinir oluyorum. Hayır, bi' de geneli bunu sırf diğerleri de öyle yaptığı için yapıyor. Çünkü o müziği dinlersen eğer, o kesimde sana aptal aptal bakıyorlar..
Ki gerçekten hoşlanmasan bile, hakaret etmek, yerden yere vurmak niye? Sonuçta herkesin zevki, haz aldığı şeyler farklı yani sana ne geri zekalı >.< Bu arada isim belirtmediğim için tam açıklayamamış, anlatamamış olabilirim ama neysssss......
İnsanları aşağılayanlardan da nefret ediyorum. Önceden bi' yazıda bahsetmiştim aslında bundan azıcık. Farklı olanı dışlamak falan.. Zaten ülke ülke değil, homofobik yuvası. >.< Dev sinir oluyorum hepinize. Nesliniz tükensin istiyorum.
*bizimkileri toplayıp, sinirimi bozanlara "bi saniye konuşçaz" demeye giderken çekilmiş bir hatıra fotoğrafı ^_^

Bunları yazarken ben bi' sakinleştim, sinirim falan geçti. Yani anlayacağınız yazmak iyi geliyor hasjdaskfas
Aslında bir şey yapmadan mal mal dursam yine geçerdi ama, burası çok ayrı ^_^

Neyse, yine bitiriyorum.. Bu arada matematik sınavından sadece 3 soru yaptım süperim dimi :)))))))))9 HAYIR YANİ O KADAR ZOR SORUNCA ELİNE NE GEÇİYOR ANLAMIYORUM BENİM ÇOK SEVGİLİ MATEMATİK HOCAM :)))))))9 BİR DE "EHE HE HE ÇOK KOLAYMIŞ" DİYENLER YOK MU :))))) CANLARIM BENİM :)))))))))))))))

ajsdkas neyse görüşürüzzzzzz ♥

14 Kasım 2012 Çarşamba

Lanet Okul -.-

Selam selam..... Evet, 4 gün sonra yazı yazmamamın üzerinden tam 1 ay geçmiş olacaktı, fakat ben o kadar sorumluluk sahibi bi' insanım ki 1 ay olmadan yazıyorum ehehe ^_^ 
Bu ara gerçekten çok işim var. Çoğunu yapmadıkça daha berbat bir hal almaya başlıyor bu durum.. 2 tane kitap okumam gerekiyor, -2 gün sonra bitmiş olması lazım..- tabii ben ikisini de okumayıp biriktirdiğim için mal gibi kalmış durumdayım.. Yarın 2 tane sınavım var, MATEMATİK ve İngilizce.. İngilizce neyse de, matematikten 20-25 sayfayı oturup çalışmam, ve anlamam gerekecek.. Çünkü hoca anlatırken her harfi yazıyorum ama "amaan yea dinlemesem de olur, sonra evde bakar anlarım" diyorum.. Geri zekalılık bu arkadaşlar, sakın yapmayın bunu -.- -ki eminim yapıyorsunuzdur..- Ama tabii evde baktığım falan yok, bunlar sınavdan bir önceki güne kadar gidiyor böyle.. Sonra şu an olduğu gibi mal mal düşünüyorum "napçam ben böhüüüü :(" diye..







*bkz; "napçam ben böhüüüü" düşünceleri içerisindeyken..







Böyle yani, bu konular zaten çoğumuzun yaşadığı şeyler, sizin de aklınıza getirdim zaaaa xDDDDD pardon.. Daha fazla bunlarla sıkmak istemiyorum sizi..
Evet, bu sene okul konusunda bayağı yoğunum.. Çizim üzerine okuyorum, 2-3 hafta öncesinde bir şey olmuştu ve ben YİNE mal gibi kalmıştım, onu anlatayım.. Evet ben hep böyle olurum. :(
Şimdi bir şeyler çiziyoruz yine, neyse ben gayet güzel işte çiziyorum ediyorum falan.. Hoca da sınıfta dolaşıyor, tek tek bakıyor işte herkesin yaptıklarına, nasıl gidiyor falan diye.. Neyse benim yanıma geldi, aldı kağıdımı, sınıfa gösterdi ve dedi ki; "arkadaşlar sakın böyle yapmayın"  ve ben.......evet birazcık şey oldum tabii.. sonra "hepiniz aynı şeyi yapıyorsunuz tek senin için değil" bilmem ne diye kıvırmaya çalıştı ama bi' kere beni yerin dibine soktuktan sonra, o söyledikleri etkili olmadı tabii..
Bir de şey konusu var, geçenlerde başka bi' öğretmen bize kağıt verdi ve içimizden geldiği gibi kendimizi tanıtmamızı istedi. Dedi ki; "bu sadece ikimizin arasında olacak, okuduktan sonra atacağım, dosyada falan tutmayacağım ve istediğiniz gibi yazabilirsiniz, onu okuduğumda sizi tanımak istiyorum.." 
Ben de tabii "biri olsa da kendimi anlatsam" diye çırpınan bi' tipim.. Yani bunun sebebi de anlatacak kişinin olmamasıydı.. Ben de başladım yazmaya, birçok şeyden bahsettim.. Çoğu kişi daha sayfanın yarısını dolduramazken ben tüm sayfaya yazdım. Sonradan yazmayı unuttuğum şeyler oldu ve kendime kızdım ajdasgfk... Neyse verdik hocaya.. 
Onun üzerinden zaman geçti, hocaya çalışmamı gösterdim.. Dedi ki; "ben senden daha farklı ve yaratıcı şeyler beklerdim" eh, ben kadına kendimi öylece anlatırsam, tabii öyle şeyler bekler.. Ama ben üşengeç olduğum için en kolayını yapıyorum genelde.. Hoca da bana karşı bi beklenti içerisinde oldu sanırım ister istemez. O yüzden artık biraz dikkat ediyorum kendimi yansıtmaya ve bu yüzden de biraz ımmm.. nasıl desem.. yani kolaya kaçamıyorum. 
Evet bu metnin teması ve ana fikri neydi? Bu tür sorulardan hep nefret etmişimdir -.-
Yani diyorum kiiiiiiiii............boş verin ben bunu toparlayamayacağım, siz anladınız ehehe ^_^ 

Bak yine aklıma sınavlar geldi, off.. -.- Gidiyorum ben.. Cidden kaç defa yazmak için açtım burayı ama sürekli bi' şeyler oldu ehe mehe... bahane diil, cidden bakın..
 Ama arayı bu kadar çok açmamaya dikkat edeceğim :D 
Görüşürüüüz ^_^

Bu arada bakın, benim hayranlarım var :P Benim için ne yapmışlar ayy canlarım teşekkür ederim ya ehhehe :P

19 Ekim 2012 Cuma

Sleeping Beauty

Selam.. Öncelikle üzgünüm çünkü burayı biraz boşladım.. 1 hafta olmuş bir şey yazmayalı. Bir de kendi kendimi yiyorum, bakıyorum birileri bakmış bloga, "yeni bir şeyler göremediler laneeeeet -.-" diye.. Ama malum okul falan var, o yüzden.. Tabii muhtemelen inanmadınız, inanmayın da zaten okul var ama bi' şey yaptığım yok. -.- 

Bilmiyorum bu ara biraz böyle oldu. Sürekli uyumaya başladım yine. Evet evet, bundan bahsedeyim biraz.

Bi' insan uyuduğu için birilerinden özür diler mi? Ben diliyorum. :(
"Ya YİNE uyuyakaldım çok özür dilerim.." 

Bi' arkadaşımla aram açılsa, sebebi kesin benim uyumam olur. Uyumaktan insanlarla iletişim kuramıyorum artık :D:ASDa Uykucuyum biraz, birazcık, sanırım.. 
Bilmem ya ben seviyorum uyumayı. Uykusuz kalamıyorum falan, millete 2-3 saatlik uyku yetiyor mesela, bende hiç öyle olmaz, muhtemelen olmayacak da.. Bana göre hava hoş ama çevrem bunu pek iyi karşılamıyor tabii. :(
Bi' masal kahramanı olsam, kesinlikle Uyuyan Güzel olurdum anlayacağınız..
Bu yazıyı da gece yazıyorum, çünkü bütün gün uyuduğum için şu an mal gibi kalmış durumdayım D:AS:Da

Neyse, görüşmek üzereee ^_^




7 Ekim 2012 Pazar

Düşünüyoruumm..


Bazen öyle şeyler düşünüyorum ki en sonunda delireceğim lan. Yani çünkü sonu olmayan konular.. Mesela genelde, kalabalık yerlerdeyken falan düşündüğüm şey belli.. Açıklayayım..
Herkesin farklı hayatları var, ve biz tabii hiç kimseninkini tam olarak bilmiyoruz. Yolda yürürken ilk defa gördüğümüz ve aynı yerde olup görmediğimiz insanlar var.. Tabii gayet normal biliyorum. :( 
Oğlum bir kere de saçmalamayayım ya huf. :D Neyse işte.. Yani düşünsenize, bu hayatlardan haberimiz bile yok. Mesela kalabalık bir yerde yürüyoruz, herkesin aklında farklı bir düşünce var, herkes farklı yerlere gidiyor, herkesin amacı farklı.. Biz o an bir şey düşünürken, başkaları bambaşka şeyler düşünüyor.. Atıyorum mesela otobüsteyiz, kimin nereye gittiği belli değil, belki birisi o anda ölümüne gidiyor, birisi kurtuluşuna.. Yalnız şu an konuyu nasıl devam ettirip nasıl bitireceğimi bilemedim bu yüzden de hafiften saçmalayaraktan yazıyı uzatayım bari kısa olmasın.. Zaten doğru düzgün yazamıyorum.. Çok dertliyim çok.. 
Ya zaten sanırım anlatmak istediğimi anladınız. Biz o anda kişinin sadece dışını görüyoruz ama nasıl bi' hayatı var, neler yaşıyor, gördüğümüz yerden sonra nereye gidecek, ne yapacak bilmiyoruz.. Dünyadaki milyarlarca insanın da böyle olduğunu düşünürsek uuuu kaç tane hayat var lan böyle...Düşünsenize.. Çok şey.. "şey" ne olduğunu bilmiyorum ve bulamıyorum da.. Ama bunları düşünmekten kendimi alamıyorum. Aklımı çıldıracağım, deli çıkacağım...(Alpay Erdem'i severim hany)
Çabalayacaktım ama daha fazla uzatmayayım bari..Çok saçma oluyor falan sonra.. Soğursunuz blogtan "bu ne amk" diyerek.. Görüşmek üzereeeeeeeee ^_^

3 Ekim 2012 Çarşamba

Yiğit Özgür - Ergenlik


Selam.. Bu yazıyı seviyorum, Yiğit'i seviyorum..
2004, Aralık'ta Hayvan dergisinde yazdığı köşe yazısı. Bu yazıyı sizinle de paylaşmak istedim.


"Ergenlik nedir bilmiyorum... Muhteşem çocukluk dönemimin bitimine denk gelen berbat zamanlardı sadece... Olması gerekenin aksine vücudumda tüyler çıkmadı. Boyum uzamadı. Sesim kalınlaşmadı... Önceleri komik görünüyordum diğer çocukların arasında... Sonra da görünmez oldum zaten.

Çocukluk öyküleri yazsaydım ne güzel olacaktı. Salak gibi ergenlik öyküleri diye köşe yapmışsınız... Salaklar...

Evet her neyse... Günlerden bir gün beni gibi bir çocukla tanıştım. Oğuz... tek şansım odur. Bir de karikatür... Hayatta kalmamı sağlamışlardır.

Evin önündeki duvarda oturduğumuz bir gün oğuz paçamı sıvadı. 'Vay göööt!!! Bacaklarında kıl çıkmış lan!' diye bağırdı. Bir süre benimle konuşmadı... Çok geçmeden onun da bacaklarında kıllar çıkmaya başlayınca eski muhabbetimize geri döndük....

'Hiç ergenliğe girmedim' diyerek büyüyenlerdenim. Şanslıyım belki de.. 'ah ulan gençliğimizde neydik be' falan diye üzülmeme gerek kalmayacak. Bir yerleri eksik kalmış yaşlı bir amca olacağım.. sanırım.

'Yaşıtlarım gezip oynarken ben karikatür çizdim' diye bir cümle var ya hani... ağzına sıçayım o cümlenin... 'bana ayıp oldu' diye düşündüm hep... 'bana ayıp ediyorsun allah'ım...'

Üniversite ikinci sınıfta sesim kalınlaştı. üçüncü sınıfta boyum uzadı. birinci sınıftayken hocanın oğlu sanırlardı. Hoca da beni markete sigara almaya gönderirdi... O hocanın da kötüne koyayım.

Cırcır böceklerinin sesinin yıldızlardan geldiğini sanırdım küçükken... Bunu birine anlattım. O da dedi ki: 'Aaa ben de öyle sanırdım lan'... ulan dedim, ne kadar romantik çocuğum diye seviniyodum ben de... herkes aynıymış.

Sonra bir gün top oynayıp eğlenirken Oğuz dedi ki: 'Bak lan, hayat ne güzel...' sonra top oynamaya devam ettik... Bu Oğuz'un intihar etmemek için bulduğu dandik bir formüldü... Kimse ölmediğine göre işe yaradı belki de.

Öyle çok süper aile ilişkilerim yoktu. Anneannem çok acayip kadındı. Bunu birine anlattım. O da dedi ki: 'Aaa benim anneannem de çok acayip kadındır lan'... eeeh yeter be! dedim. En şahanesi benimki işte. Hiç özel bir şeyim olmadığını öğrenmekten sıkıldım artık lan!!

Evet ne diyordum, anneannem çok güzel insandı. Televizyonda Cem Yılmaz'ı görüp bana saçımı kazıtmamı ve küpe takmamı önermiştir. 'Delirdin mi anneanne' demiştim. 'Eğri büğrü kafam var, nasıl kazıtayım... sen de televizyonda ne görsen istiyosun ha...'

Sonra bir gün anneannemi kaybettim...
Cem Yılmaz'ın saçları uzadı.
Derin bir nefes aldım...
Başladım ağlamaya.

Başka bir gün bir kıza şöyle bir şey yazdım:

Gidiyorsun demek...
Şunu iyi bil kızım
Ben elimi sallasam...
Ben elimi sallasam,
Küçük bir rüzgardan
Başka hiç bi şey olmaz. 
Ben elimi sallasam,
Saçlarına takılır.
Ben elimi sallasam...
Ancak sen giderken 
Arkandan sallarım.
Güle güle demek için.
Güle güle...

İşin komiği kızın gittiği falan yoktu. Sevgili olduk hatta bir iki ay. Sonra parkta bir konuşma yapıp ayrıldım ondan. İstanbul'a gidip bir mizah dergisine girmeliydim. Bir iki yıl sürünmeliydim. Ona istediği hayatı veremezdim. Vız vız konuştum işte saçma sapan. Bana evlenme teklif etti. Güldük... Sarıldı bana.. sonra gitti. Daha öpmemiştim bile.

Bir mektubunda kızlardan, ilişkilerden yakınan arkadaşıma 'bizden geçti ama bize göstermediler oğlum' diye cevap yazdım. Sonra o arkadaşım onlarca kadınla birlikte oldu. Bana ergenliğin acısını çıkarttığını söyledi. Oysa o acıyı çıkartmanın tek yolu, zamanında o yaşa uygun yaşamaktı...

Anneler, babalar!.. Çocuğunuz ergenliğe girdiği zaman beni hatırlayın...

Anneler babalar beni unutmayın.
Bana böyle bir fırsat verdiği için hayvan dergisine teşekkür ederim.

ne güzel unutmuştum lan..."




2 Ekim 2012 Salı

Saçmalamak iyidir iyi :m


Genelde ciddiyeti sevmem. Yani tabii yerine göre.. Ama saçmalamayı çok seviyorum, bu kesin. Ama sanırım bazen biraz abartıyorum. İnsanın arkadaşları da mallık yapmaya meraklı olunca, ortaya böyle bir şey çıkıyor tabii ister istemez..
Face'e ekleyen bazı insanların, -özellikle de sınıftan, okuldan olanlar- beni ekleyip, bir süre sonra silmelerinden nasıl bir şey olduğunu anlayabilirsiniz sanırım. :D Ehehe biliyorum rezillik, birkaç kere böyle bir şey oldu. Ben de bazen diyorum ki, biraz ciddi mi takılsam.. Bazılarının bu halimden hoşlanmadığı, veya farklı, çocuksu vs. bulduğu kesin. İnsanlarda olduğumdan farklı bi' izlenim de yaratmak istemiyorum çünkü.
Ama bu çok saçma, ben böyle mutluysam ve böyleyken eğleniyorsam, tabii ki böyle kalırım. Kimseye kendimi beğendirmek zorunda olmadığıma göre ciddiyete de her zaman gerek yok. Böyle mal mal kendi kendime tartışıyorum işte..
Yani kendimiz olmak en kolayı zaten. Mutlaka bize benzeyen birini bulabiliyoruz, öyle ya da böyle.. Ay n'apıyorum lan ben hayat dersi verir gibi :D:ASD:AS
Mesela burada yazı yazarken de, daha ciddiyim çünkü burada her zaman olduğum gibi olmam pek normal olmaz, böyle iyi bence, idare edeceğiz..

Bu arada, artık bloga her gün birileri bakıyor sanırım.. Yani tesadüf eseri mi bakanlar oluyor yoksa açıp bakıyor musunuz bilmiyorum ama, cidden çok seviniyorum, bir yandan da yazı yazayım telaşında oluyorum. Bi' arkadaşım sevineyim diye sürekli girip bana piçlik yapıyor da olabilir ama neyse.. 

Görüşmek üzere, çok çok teşekkür ederim. ^_^
 

26 Eylül 2012 Çarşamba

Gece İle Evleneceğim


"Geri dönüp hayatıma baktığımda, geçmişte olan şeyleri tam olarak hatırlamak istemiyorum. Onları artistik yönüyle hatırlamayı tercih ediyorum. Ve gerçekten, yalan çok daha hoş, çünkü onu ben uyduruyorum. Klinik psikolojisi bize esas katilin muhtemelen travma olduğunu söyler. Anılar kuantum fiziğindeki atomlar gibi geri dönüştürülebilir değildirler, onlar tamamen yok olabilir. Kısacası benim geçmişim bitirilmemiş bir resim, resmin ressamı olarak bütün boş alanlarını doldurmalı ve onu yeniden güzel yapmalıyım. Bu benim sahtekar olduğum anlamına gelmez, bu sadece tiksindirici gerçeklik. 
...
Her kızın yaptığını yaptım, baştan başladım."

Moralim bozuk -.-


Cenazemi hatırlatan şarkıyı dinliyorum. Şarkıyı normal anımda dinlediğimde gayet güzel..çok seviyorum zaten. Ama moralim bozukken dinlediğimde çok garip hissediyorum. Şarkı sanki beni daha da dibe çekiyor ama kapatmıyorum çünkü garip bi' şekilde çok seviyorum. 
En iyi yaptığım şeylerden biri de, hiçbir derdim yokmuş gibi davranmaktır sanırım. Zaten kendini acındıran insanları hiç anlamam, gerçekten de acınacak halde oluyorlar.. Genelde hep gülerim, ciddi olmam falan.. ama biraz moralim bozuk olsa ve ben bunu başkalarına yansıtsam, anlayış gösteremiyorlar ya, gerçekten çok kötü. Ben sürekli güleyim, eğlenceli takılayım, hıımmm oldu o zaman. -.- Ya bilmiyorum bi insanla iyi olabilmek için birbirine karşılıklı anlayış göstermek gerekmez mi? GEREKİR!!!11 
Ne bileyim, benim bi arkadaşımın morali bozuk olsa, onu güldürebilmek için yapmadığım şey kalmıyor resmen. Sanırım aynı şeyi başkalarından beklememem gerekiyor.. -.-
Her neyse.....bak yazamıyorum da. Hani bi' his var ya, göğsünüzün üzerinde bi' ağırlık varmış gibi hissedersiniz.. O berbat şey hâlâ geçmedi. -.- İlham perilerimi de kaçırdılar!!!1
Daha mantıklı şeyler de yazacağımı göreceksiniz, harbi bak.. Görüşmek üzere ^_^


J'veux pas mourir tout seule. Oh, Liberaté, mi amor...

18 Eylül 2012 Salı

"Gerçek" Fark


İnsanlar hep, diğerlerinden farklı olmak ve bunu ispatlamaya çalışmak için uğraşırlar. "Ben sizden farklıyım." görüntüsü insanı havalı yapabilir, evet. İnsanlar daha farklı olmak için hep bi' yarış halindedirler sanki. Kendini kanıtlama çabası hep var sanırım. Mesela;
-Geçen xxxxxx yaptım.
+Aaa o da bi şey mi, ben............

Ya da;


-Oha abi, çok ilginç bi' rüya görmüşsün.
+Hehehe.. Hep böyle şeyler görürüm ben aslında, bilinç altım çok farklı bi yerdir benim.

Demek istediğimi anladınız sanırım. "Ben farklıyım" havası vermek için kimsenin bilmediği bir sanatçı dinlenir mesela. Diğerleri de o insana hayranlık duyar, "Çok havalı abi ya", "Çok ilginç biri" gibi şeyler söylenir..

Tamam, güzel..
Peki, gerçekten farklı olanlar ne olacak? Bu tür farklılıklara hayranlıkla bakan insanlar, "gerçek" farklılıklara neden böyle bakamazlar?
Demek istediğim, toplumdan farklı şekilde düşünen veya görünen insanların toplum tarafından dışlanması. Özellikle Türkiye'de bu hep oluyor maalesef. Kendinden farklı olan insanlara farklı bi' gözle bakan ve onları kesinlikle sevmeyen kişilerden çok fazla var.

Mesela eşcinsellerden bahsetmek istiyorum. Çünkü toplum tarafından onlara nasıl bakıldığını biliyoruz. Çoğuna göre "iğrenç" geliyor. Yine çoğu, bunu sadece cinsellik olarak algılıyor. Bu yüzden de onlara en iğrenç muamele yapılıyor. Öncelikle şunu söyleyeyim ki, eşcinsellik bir hastalık değil, ama homofobi bir hastalıktır. Eşcinsellik bir tercih değildir, kimse bunu kendisi seçemez veya belirleyemez. Bir sürü eşcinselin toplumdan gördüğü zorbalıklar yüzünden intihar edip öldüğünü, eşcinsel olmaları onların suçuymuş gibi kendilerini suçlu hissedip, kendilerini toplumdan soyutladıklarını ve neler hissettiklerini düşündünüz mi hiç? Edebiyat veya duygu sömürüsü gibi algılanmasını istemiyorum ama kendinizi onların yerine koymayı denediniz mi? 

Eşcinsellik sadece bir örnek, toplumca dışlanan birçok insan var. Mesela dini inancı farklı olan kişiler. Onlara da farklı bir muamele yapılmıyor maalesef. Onları savunmanız için onlar gibi olmanız gerekmez. Farklılık ne kadar güzel, havalı bir şeymiş gibi algılansa da, bazı konularda berbat bir şey haline dönüşebiliyor. Ve biz, insanlara saygı duymayı en yakın zamanda öğrenmeliyiz.

Bazı durumlarda farklılık o kadar kötü değil..

Mesela Unicorn...
O diğerlerinden farklı..Ama diğerlerinden çok daha güzel. :)

17 Eylül 2012 Pazartesi

Ben, ve benim lanet hafızam


Bende nasıl bir hafıza var çözebilmiş değilim. Gerçekten berbat. Mesela aklıma yazmak için bir şey geldiğinde, onu not etmem gerekiyor. Çünkü başka şeyler düşünürken, az önce düşündüğüm şeyi hemen unutuveriyorum. Sonra hatırlamak için kafa yoruyorum ve genelde hatırlayamıyorum da. Bir de, hiçbir zaman bundan ders alıp aklıma gelen şeyi not almadım. Sonra hiç olmadık zamanda aklıma tekrar geliyor o şeyler.. böyle böyle gidiyor bu. Çok sıkıcı. -.-

Sadece bu konuda değil tabii.. Mesela bi keresinde, biriyle ilk kez buluştuk. Tam 2 saat vakit geçirdik ve ben eve geldiğim zaman -hatta belki yolda- onun yüzünü unuttum. o.o Saçları geliyor aklıma gerisi yok falan. Abi kendimden korkmadım değil yani bi' an.


Çoğu şeyi hatırlamamak çok sinir bozucu, tam anlamıyla bir balığım. İşin garip kısmı, benim ve çevremdeki çoğu insanın buna alışmış olması. "Oha, harbi hatırlıyo musun lan?" cümleleri.. Abartmayın lan ehehe, o kadar da değil.

Görüşmek üzere.. :)

16 Eylül 2012 Pazar

Merhaba :)

Yazmak ve düşüncelerimi başkalarına anlatabilmek istediğim için burayı açtım.. Neler yazacağımı gerçekten bilmiyorum çünkü çok değişken bi' ruh halim var.
Adım Yunikorn çünkü
 onları seviyorum.
Ve bazen kendimi tıpkı bir Unicorn gibi hissediyorum...