11 Aralık 2018 Salı

i y i

*9 Ocak 2018 tarihinde yazıp yayınlamadığım bir yazı*
Çubuk kraker yerken gelen mail sayesinde bir blogum olduğunu hatırladım. 
Yıllar sonra merhaba öyleyse :p 

Nasıl olduğumu soran kişiye teşekkür ederim, öylesine mutlu oldum ki direkt yeni bir yazı yazma isteği geldi. :>

Evet... son yazımın üzerinden 2 yıl geçmiş. Bir güncelleme gerekiyor gerçekten. 

Depresyon konusundan başlarsak... 
1.5 yıl öncesi gerçekten hayatımda en dipte olduğum zamandı. Sebeplerini de genel anlamda paylaşmıştım, ama artık bir sürü "küçük" şey üzerine eklenen aile problemlerinin beni dibe çektiğini düşünmüyorum. Sorunun asıl kaynağının (%70'lik bir kısmın) aile kaynaklı olduğunu düşünüyorum. 
Evet, gerçekten aile dışındaki hayatımda mutlu değildim ve çırpınıyordum ama beni aşırı, anlık duygu yoğunluğuna sürükleyen- dolayısıyla kendime zarar vermemi sağlayan olayların çoğu aile kaynaklıydı.
Eğer benim gibi, zaten baştan dibe düşmeye meyilli olan beyninizi dibe iten şey hayatınızda gelişen olaylarsa, büyük ihtimalle onlar düzeldiğinde siz de daha iyi hissedersiniz. Bunu söylüyorum çünkü, depresyonun illa somut bir sebeple gelmesi söz konusu değil. İğrenç hissetmek için bir sebebe sahip olmak zorunda değilsiniz, bu sizi daha az veya daha fazla depresif yapmaz. Sadece, elinizde düzelmesi için umut olan bir probleminiz varsa, depresyondan "kurtulmak" için şansınızın daha fazla olduğunu düşünüyorum. 

Bende de öyle oldu. Hayatım o dipteki döneme nazaran iyileşmeye başladığında benim ruh halim de iyiye gitti. Bunun yanında (biraz tesadüfen) kendime ilgilenecek yeni bir şeyler buldum. Saçma şeyler hakkında çok çabuk heyecanlanabilen ve mutlu olabilen biri olduğumdan, bu benim üzüntü-kızgınlık veya sabit durgunluk halinden çıkıp başka duygular hissetmemi sağladı. Böylelikle yavaşça iyiye gittim.
En son kendimi yaralamaya devam ettiğimi söylemişim. Artık etmiyorum. Neyse ki çok ciddi bir boyuta ulaşmadan kendimi durdurabilmeyi başardım.
AMA...


Maalesef bunların hiçbiri artık mükemmel hissettiğim ve bunlardan hiç iz kalmadığı anlamına gelmiyor.
"Dibe düşmeye meyilli beyin" demiştim ya, bunu değiştirmek zor. 
Bilmiyorum abartıyor muyum, bunu söylediğim için kızabilirsiniz de ama ben beynimin hasta olduğunu düşünüyorum. Yani, depresyonun beni tamamen özgür bırakacağını sanmıyorum. Sürekli bu kuyunun çevresinde dolaşıyorum sanki... Bir kez içine düştüm, çıkmayı başardım ama ondan tamamen uzaklaşamıyorum. Evet, şu an iyiyim, belli aralıklarla dengemi kaybetsem de düşmemek için kendimi zorluyorum ama bu demek değil ki bir daha asla düşmeyeceğim ve bu sadece bir anı olarak geçmişimde kalacak. 
Fazla mı edebi oldu?  Pardon. :p

Yani hala depresif dönemlerim var. Sadece artık bunları kısmen kontrol altına alabiliyorum. Kötü hissettiğim zaman kendimi suçlamıyorum, kendimden nefret etmiyorum. Bunun yerine kendime kötü/üzgün/durgun hissetmek için izin veriyorum, insan olduğumu ve duygularımın olduğunu kendime hatırlatıyorum. 
Benim problemlerimden bir tanesi de duygularımla barışık olmamamdı. Kötü hissettiğim zaman sanki zayıf bir insanmışım gibi hissedip kendimi yargılıyordum yani. Fark ettim ki duygularınızı kabul etmek gerçekten çok daha iyi ve rahatlatıcı. İnsanız ve zaten tüm olayımız bir şeyler hissediyor oluşumuz. Şu an duygularıyla barışık olan insanlar çok daha güçlü geliyor bana. 

Kendimi tanımak için hala uğraşıyorum. Eğer kendinizi tanırsanız böyle durumların içinden çıkmak daha kolay olacaktır. Mesela biliyorum ki böyle durumlarda kendimi bir şeyler yapmaya zorlamam durumu iyileştirmeyecek. Bunun yerine birkaç gün bir şey yapmıyorum, enerjimi topluyorum. Bu benim için doğru olan şey, ama sizin için tam tersi veya tamamen başka bir yöntem işe yarayabilir. 

Sonuç olarak iyiyim :) Tekrar teşekkür ederim. <3 

11.12.18///
Bu arada, psikolojik rahatsızlıklar (depresyon, anksiyete vb.) ilgili ve birazcık da bilgili olduğum konular. Eğer bir şeylerden bahsetmemi isterseniz yorum yapın, illa ki geri dönüş yaparım (bu yazı gibi 1 yıl sonra da gelebilir yani asldıjkagşd).