MERHABAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAaaaaaaaaaaaaaaaaa!
Yazı yazmak isteyip de yazmamanın, üşengeç olmanın beni rahatsız ettiği halde bu durumu değiştirmek için bir şey yapmıyor olmam voooohoov.
-
EVVVVVVEET arkadaşlar nasılsınız sdasjflkadfs
Yazmayalı 10 yıl olmuş olabilir tabii bunlar bu blogda normal şeyler..
Bu kez yazmak istememin
-
Evet.. daha önce girip bi türlü yazıya başlayamamanın örneklerini gördük hep beraber sfjkadlfad
Bu kez olacak umarım.
Öhöm. Klasik bir şekilde nereden başlayacağımı bilmiyorum xbsjxn
Uzun zamandır yazmak istediğim bir konu hakkında yazacağım. Burası biraz günlük haline dönüştü, devam etsin. En büyük sorunlardan biri de problemlerimi genellikle insanlarla paylaşmamam. Buradan yazarak kendimle ve tesadüfen okuyan insanlarla paylaşayım :3
En başından başlayalım o zaman.
Geçen sene bahar aylarında okula, staja ve üniversiteye hazırlık için atölyeye gidiyordum. Hiç boş günüm yoktu ve sınav stresi vardı. Ruh halimin mala bağlaması o aralar başladı xd
Çizimde belli ve son konuya gelince bende bir tıkanma oldu. Hiç ilerleyemiyormuşum gibi geliyordu. Bu yüzden yaptığım şeyi sevmemeye başladım. Ödev yapmaktan farklı gelmiyordu. Fakat öğrenmem gereken asıl konu buydu çünkü üniversite sınavları bu konulardan oluşuyordu. Bir diğer problem ise, muhtemelen ailevi vs sebepler dolayısıyla zaten mükemmel hissetmediğimden, kendimi geliştirip daha iyi çizmek için motivasyon kaynağı da bulamıyordum. Ben niye bu kiple yaziom bilmiyorum ama çıktı birden za
Neyse. Geçerli bi sebep olarak bunları buldum. Stres, motivasyon eksikliği, bıkkınlık ve aile problemlerinin eklenmesi.
Haziran ayının sonlarında atölyeye gitmeyi bıraktım. Sınav Ağustos sonundaydı. En çok çalışmam gereken zamanlarda çalışmayı bıraktım. Hiçbir şey için enerjim yoktu, evden dışarı çıkmıyordum ki normalde de pek çıkmam zaten. Yani kısaca saçma sapan bi moda girdim. Bu sınav dönemine kadar devam da etti. Zaten sınavları geçmekten umudu kesmiştim bile. Sonuç beklediğimiz gibi de oldu.
-
Bu "depresif" ruh hali sürekli benimle birlikte-ydi. Arada "normal" hissettiğim zamanlar da oluyordu tabii. Bana göre bunlar gayet normal şeyler ki herkes problemlerle boğuşuyor zaten. Özel bir şey değil diye düşünüyorum. Sonra beni korkutan bir şey oldu.
Whatsapp konuşmalarında o güne kadar gittim ve bu beni korkutan şeyin ilk kez başıma gelmesinin 29 Eylül 2015 tarihinde olduğunu gördüm. Kendimi stalklıom xd xxd
Yine ailevi sorunlar, öyle sinirlenmişim ki ağlıyorum. Odada yatağa oturmuş ağlayarak etrafa bakıyorum öyle. Birden nereden geldiğini anlamadığım garip bir düşünce aklımda belirdi. Acı hissedersem rahatlayacağım hissine kapıldım. Bir yerimi kesmenin ve kendi kanımı görmenin beni rahatlatacağından ve daha iyi hissettireceğinden neredeyse emindim. Amaç bir şeylere zarar vermek değildi, başka bir şeye zarar verme düşüncesi çok çok uzaktı. Mesela, sert bir yere yumruk atmayı düşünsem, oraya vereceğim zarar veya uygulayacağım kuvvet değil, elimde hissedeceğim acı rahatlatıcı/tatmin edici geliyordu.
Böyle bir düşünce daha önce hiç belirmemişti. Böyle bileğini kesen insanlara tam bir ergen gözüyle bakıyordum ki hatta buraya da yazmışım.
bkz,
Bileğini kesen insanlara ergen der, ki onlara ben de derim yalan yok yani asljgkeçmdge
Sahte ve gösterişçi geliyor bana.
Çünkü gerçekten çok uzak bir düşünceydi. Bir insan kendine neden zarar versin?
Neden?
Cevabı açıkçası ben de bilmiyordum. "Neyse" dedim ta ki bu düşünce 10-15 günlük aralarla 2 kez daha aklımda belirene kadar. Yine böyle duyguların yoğun olduğu zamanlarda. Sonunda bi "noluo la ne bu" demeyi akıl ettim. Korktum da biraz kendimden. Herkesin yapacağı gibi gugıla yazdım hemen. Böyle böyle oluyor, neden diye. Çok güzel ve mantıklı cevaplar aldım arkadaşlar..
-blogun bilgilendirici kısmı ehu-
Öncelikle "self-harm" ya da "kendini yaralama"nın ne olduğunu açığa kavuşturalım. Sadece İNTİHAR AMACI OLMADAN kendine farklı çeşitlerde verilen zararlar. En çok karşılaştığımız vücudu kesmek evet, bunun yanında vücudu yakmak, tırmalamak, saçları yolmak, eli kolu bacağı kafayı bir yerlere vurmak vs vs var..
Konuya uzak olan biri için anlamsız ve çok saçma geliyor, biliyorum. İnsanlar genelde benim daha önceden düşündüğüm gibi, insanların bunu ilgi istedikleri için yaptıklarını düşünüyorlar. Bazıları yapıyor bunu evet fakat büyük bir kısım rahatsız oluyor ve insanların görmemesini istiyor, bu yüzden zaten bacaklar, karın kesiliyor kollar yerine.
Ben anlatmaya çalışacağım, siz de anlamaya çalışın oley.
-Baş edememek. Yaşadığın duygular (hüzün, öfke vs) o kadar yoğun ki, seni boğuyorlar. Bazıları ağlar mesela, bu gayet normal, değil mi? "İçini boşaltmak, rahatlamak" için ağlamak. Kendine zarar verme isteği de ağlamak gibi aslında. "Nedense" bu rahatlatıcı geliyor. Yaşadığın duygulardan daha üstün bir his yaratmak. Yaşadığın fiziksel acının duygusal acıdan üstün olması veya o an kendini yaralamayı düşündüğün için, seni boğan düşüncelerden uzaklaşman, dikkatinin dağılması. Yani kısaca yaşadığın, hissettiğin şeyden kendini uzaklaştırmak. Geçici de olsa
-Olayların kontrolden çıktığı, senin kontrolünde olmadığı zamanlarda, tam da senin kontrolünde olan bir şeyin olması.
-Hissiz, uyuşmuş hissetmekten sıyrılmak ve "gerçek" hissetmek, ya da sadece HİSSETMEK
-Bazı sebeplerden dolayı kendine ceza vermek, bunu hak ettiğini düşünmek..
Bunlar en yaygın sebepler. Kendini yaralayan kişi bunlardan birini ya da birkaçını hissederek bunu yapıyor olabilir, kendine ait sebepleri de olabilir. Sebepler bunlarla sınırlı değil çünkü.
Sonuç olarak, evet, düşününce mantıklı olan aptalca bir davranış.
-bilgilendirici kısmın bitmesi eyo-
Bu konu hakkında bir sürü araştırma yaptım, bunu yapan kişilerde genelde depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni vs gibi psikolojik hastalıklar görülüyor. GENELDE dedim bakın.. ^^
Sonunda bi hmm deyip psikiyatristten randevu aldım. 2 hafta sonrası falandı ama. -_-
O zamana kadar, sadece yoğun duygu yaşadığımda ortaya çıkan bu istek, en sonki yoğun duygudan beri sürekli aklımdaydı. İçimde hep bi dürtü hissediyordum kendime zarar vermek için. Hoaydaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!11
Yahu bir yapsam rahatlayacağım diyordum. Sadece en yakın arkadaşıma söylemiştim bunu, bana çok yabancı bir düşünce olduğu için. Yine onunla konuşuyorduk bunun hakkında. Dedim ki "belki yapsam 'hmm rahatlatmıyormuş, neyse görmüş olduk bb' derim ve olay biter". O da dedi ki "ya da gerçekten rahatlattığını hisseder/düşünürsün ve bu davranışını tekrarlarsın". "Oha" dedim "çok mantıklı". Yapmadım.
Günlerce.
Günde 20 kez aklımdan geçen şeye karşı koydum ve denemedim.
Sonra eeeeeeeeeeeeeh başlarım ama haaaaaaa allahallaaaaaaaa!!!!!11111111 dedim ve denedim.
Öncelikle düşündüğüm şey LA BU KOLAY DEĞİLMİŞ oldu. Ben kan akıtmanın çok kolay olacağını düşünmüştüm. Bir çizik at, aksın. Öyle değilmiş arkadaşlar. Bildiğin acıyor. (duh) Sonuç olarak küçük bi kedi tırmalayışı gibi bir şey oldu, kan görülmedi.
Şimdi o an ruh halimin dipte olduğu bir an değildi pek. Hep dipte ztn dıwolurjfsedgkoapsiwkf
Yani bu, o diğer anlar gibi yoğun duygular yaşadığım bir zaman değildi. Yine de rahatlama ve sıyrılma isteği vardı.
Neyse efendim. İlk olay böyle oldu. "Gariptir" ki sonrasında daha iyi hissettim.
Psikiyatrist konusuna gelirsek.. Fakir bir insan olduğum için ve OH YES DEVLET HASTANELERİNDE DE VARMIŞ BU BRANŞ dediğim için psikolog yerine psikiyatriste gittim.
Aradaki farkı bilmeyenler için, psikiyatrist ilaç yazıp gönderiyor. Psikolog/terapist de derdini dinler konuşturur.. Yani ilk önce psikoloğa gitmek daha iyi, zaten gerekli olduğunda o psikiyatriste yönlendirir, onların ilaç yazma yetkisi olmadığından. Paranız varsa kesinlikle gidin.
Eh yani doktorcuğumuz da 2 farklı ilaç verip gönderdi beni. Ben de 1 haftadan sonra kullanmadım ilaçları. ROBOTLAŞMAK İSTEMİYOM ÜHÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜ dedim sfjlasksafa
2. randevudan birkaç gün önce, malca bi sebepten ilk "gerçek" yaralamayı yaptım. Hatırlamaya çalışıyorum sebebi bi sn.
Şimdi ben böyle dibe vurduğum zamanlarda hiçbir şey yapamıyorum. Olmuyor. Kendimi zorlamaya bile gücüm/isteğim olmuyor. Kalkamıyorum yataktan. Açıklayamıyorum ama bir türlü olmuyor işte. Bu yıl haliyle tekrar üniversiteye hazırlanıyorum ve bu yüzden atölye/kursa gidiyorum. Dersane gibi bir şey çizim için. Böyle zamanlarda gidemiyorum da işte. Tamamen mallık çünkü para verdiğim bir şey. Okul gibi değil yani devamsızlık yapma isteğim olsun. Sadece yapamıyorum. İtemiyorum kendimi.
O zamanlarda da 1 hafta gitmemiştim kursa. En sonunda bi gün kalkıp hazırlanmayı başarmıştım. Bu arada haliniz böyle olunca gerçekten kalkmak ve bi şeyler yapabilmek size göre bir başarı oluyor. Normal hayatta "meh" olan şeyler, böyle hissederken yapınca wowowow olabiliyor cidden. Neyse. Annem de anlayışlı olduğundan gitmememe bir şey demedi ama iyi bir şekilde "eh git artık istersen" falan yapıyor böyle, içim parçalanıyor. Bense hazırlanmışım fakat bir türlü kendimi kapıyı açıp dışarı çıkmaya zorlayamıyorum. Koridorda mal mal duruyorum öyle. Sonra sinirlendim kendime. Dedim bu ne aq. Ne kadar da değersizsin. Gerçekten o an o kadar değersiz hissediyordum ki. Hiçbir şeyi hak ettiğimi düşünmedim. Güçlü olmadığınızı bilmek de koyuyor. O an tekrar zarar verme isteği uyandı içimde. Deli gibi. Sonra yaptım. Bu kez kolay oldu kan görebilmek. Anladım ki duygu ne kadar yoğunsa, acıtmak da o kadar kolay.
Cevabı açıkçası ben de bilmiyordum. "Neyse" dedim ta ki bu düşünce 10-15 günlük aralarla 2 kez daha aklımda belirene kadar. Yine böyle duyguların yoğun olduğu zamanlarda. Sonunda bi "noluo la ne bu" demeyi akıl ettim. Korktum da biraz kendimden. Herkesin yapacağı gibi gugıla yazdım hemen. Böyle böyle oluyor, neden diye. Çok güzel ve mantıklı cevaplar aldım arkadaşlar..
-blogun bilgilendirici kısmı ehu-
Öncelikle "self-harm" ya da "kendini yaralama"nın ne olduğunu açığa kavuşturalım. Sadece İNTİHAR AMACI OLMADAN kendine farklı çeşitlerde verilen zararlar. En çok karşılaştığımız vücudu kesmek evet, bunun yanında vücudu yakmak, tırmalamak, saçları yolmak, eli kolu bacağı kafayı bir yerlere vurmak vs vs var..
Konuya uzak olan biri için anlamsız ve çok saçma geliyor, biliyorum. İnsanlar genelde benim daha önceden düşündüğüm gibi, insanların bunu ilgi istedikleri için yaptıklarını düşünüyorlar. Bazıları yapıyor bunu evet fakat büyük bir kısım rahatsız oluyor ve insanların görmemesini istiyor, bu yüzden zaten bacaklar, karın kesiliyor kollar yerine.
Ben anlatmaya çalışacağım, siz de anlamaya çalışın oley.
-Baş edememek. Yaşadığın duygular (hüzün, öfke vs) o kadar yoğun ki, seni boğuyorlar. Bazıları ağlar mesela, bu gayet normal, değil mi? "İçini boşaltmak, rahatlamak" için ağlamak. Kendine zarar verme isteği de ağlamak gibi aslında. "Nedense" bu rahatlatıcı geliyor. Yaşadığın duygulardan daha üstün bir his yaratmak. Yaşadığın fiziksel acının duygusal acıdan üstün olması veya o an kendini yaralamayı düşündüğün için, seni boğan düşüncelerden uzaklaşman, dikkatinin dağılması. Yani kısaca yaşadığın, hissettiğin şeyden kendini uzaklaştırmak. Geçici de olsa
-Olayların kontrolden çıktığı, senin kontrolünde olmadığı zamanlarda, tam da senin kontrolünde olan bir şeyin olması.
-Hissiz, uyuşmuş hissetmekten sıyrılmak ve "gerçek" hissetmek, ya da sadece HİSSETMEK
-Bazı sebeplerden dolayı kendine ceza vermek, bunu hak ettiğini düşünmek..
Bunlar en yaygın sebepler. Kendini yaralayan kişi bunlardan birini ya da birkaçını hissederek bunu yapıyor olabilir, kendine ait sebepleri de olabilir. Sebepler bunlarla sınırlı değil çünkü.
Sonuç olarak, evet, düşününce mantıklı olan aptalca bir davranış.
-bilgilendirici kısmın bitmesi eyo-
Bu konu hakkında bir sürü araştırma yaptım, bunu yapan kişilerde genelde depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni vs gibi psikolojik hastalıklar görülüyor. GENELDE dedim bakın.. ^^
Sonunda bi hmm deyip psikiyatristten randevu aldım. 2 hafta sonrası falandı ama. -_-
O zamana kadar, sadece yoğun duygu yaşadığımda ortaya çıkan bu istek, en sonki yoğun duygudan beri sürekli aklımdaydı. İçimde hep bi dürtü hissediyordum kendime zarar vermek için. Hoaydaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!11
Yahu bir yapsam rahatlayacağım diyordum. Sadece en yakın arkadaşıma söylemiştim bunu, bana çok yabancı bir düşünce olduğu için. Yine onunla konuşuyorduk bunun hakkında. Dedim ki "belki yapsam 'hmm rahatlatmıyormuş, neyse görmüş olduk bb' derim ve olay biter". O da dedi ki "ya da gerçekten rahatlattığını hisseder/düşünürsün ve bu davranışını tekrarlarsın". "Oha" dedim "çok mantıklı". Yapmadım.
Günlerce.
Günde 20 kez aklımdan geçen şeye karşı koydum ve denemedim.
Sonra eeeeeeeeeeeeeh başlarım ama haaaaaaa allahallaaaaaaaa!!!!!11111111 dedim ve denedim.
Öncelikle düşündüğüm şey LA BU KOLAY DEĞİLMİŞ oldu. Ben kan akıtmanın çok kolay olacağını düşünmüştüm. Bir çizik at, aksın. Öyle değilmiş arkadaşlar. Bildiğin acıyor. (duh) Sonuç olarak küçük bi kedi tırmalayışı gibi bir şey oldu, kan görülmedi.
Şimdi o an ruh halimin dipte olduğu bir an değildi pek. Hep dipte ztn dıwolurjfsedgkoapsiwkf
Yani bu, o diğer anlar gibi yoğun duygular yaşadığım bir zaman değildi. Yine de rahatlama ve sıyrılma isteği vardı.
Neyse efendim. İlk olay böyle oldu. "Gariptir" ki sonrasında daha iyi hissettim.
Psikiyatrist konusuna gelirsek.. Fakir bir insan olduğum için ve OH YES DEVLET HASTANELERİNDE DE VARMIŞ BU BRANŞ dediğim için psikolog yerine psikiyatriste gittim.
Aradaki farkı bilmeyenler için, psikiyatrist ilaç yazıp gönderiyor. Psikolog/terapist de derdini dinler konuşturur.. Yani ilk önce psikoloğa gitmek daha iyi, zaten gerekli olduğunda o psikiyatriste yönlendirir, onların ilaç yazma yetkisi olmadığından. Paranız varsa kesinlikle gidin.
Eh yani doktorcuğumuz da 2 farklı ilaç verip gönderdi beni. Ben de 1 haftadan sonra kullanmadım ilaçları. ROBOTLAŞMAK İSTEMİYOM ÜHÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜ dedim sfjlasksafa
2. randevudan birkaç gün önce, malca bi sebepten ilk "gerçek" yaralamayı yaptım. Hatırlamaya çalışıyorum sebebi bi sn.
Şimdi ben böyle dibe vurduğum zamanlarda hiçbir şey yapamıyorum. Olmuyor. Kendimi zorlamaya bile gücüm/isteğim olmuyor. Kalkamıyorum yataktan. Açıklayamıyorum ama bir türlü olmuyor işte. Bu yıl haliyle tekrar üniversiteye hazırlanıyorum ve bu yüzden atölye/kursa gidiyorum. Dersane gibi bir şey çizim için. Böyle zamanlarda gidemiyorum da işte. Tamamen mallık çünkü para verdiğim bir şey. Okul gibi değil yani devamsızlık yapma isteğim olsun. Sadece yapamıyorum. İtemiyorum kendimi.
O zamanlarda da 1 hafta gitmemiştim kursa. En sonunda bi gün kalkıp hazırlanmayı başarmıştım. Bu arada haliniz böyle olunca gerçekten kalkmak ve bi şeyler yapabilmek size göre bir başarı oluyor. Normal hayatta "meh" olan şeyler, böyle hissederken yapınca wowowow olabiliyor cidden. Neyse. Annem de anlayışlı olduğundan gitmememe bir şey demedi ama iyi bir şekilde "eh git artık istersen" falan yapıyor böyle, içim parçalanıyor. Bense hazırlanmışım fakat bir türlü kendimi kapıyı açıp dışarı çıkmaya zorlayamıyorum. Koridorda mal mal duruyorum öyle. Sonra sinirlendim kendime. Dedim bu ne aq. Ne kadar da değersizsin. Gerçekten o an o kadar değersiz hissediyordum ki. Hiçbir şeyi hak ettiğimi düşünmedim. Güçlü olmadığınızı bilmek de koyuyor. O an tekrar zarar verme isteği uyandı içimde. Deli gibi. Sonra yaptım. Bu kez kolay oldu kan görebilmek. Anladım ki duygu ne kadar yoğunsa, acıtmak da o kadar kolay.
-
3. randevuda sonunda bazı şeyler gün yüzüne çıktı çünkü test yapılmıştı. 550 sorudan falan oluşan garip bir test. Sonuçları götürdüm. Bi zarfın içinde verdiler sonuçları da, kapalı böyle. Halbuki ben de bakmak istiyordum o sonuçlara :'( çok fena üzüldüm arkadaşlar..
Doktor şöyle baktı, dedi ki.. "hmm, karamsarlık, yorgunluk, uyumsuzluk, stres, mutsuzluk çıkmış. Doğru mu?". Of korz doktorcuum. Neyse. Sonra sonuçları da çekmecesine attı. İçim gitti be. Bu muydu yani? Ben "ÇAT!!" diye bir tanı konmasını bekliyordum. Zaten bildiğim şeyleri söyledi. Poooohff dedim. Biraz farklı konular hakkında konuştuk. Arkadaş edinme, sorunları paylaşma ve sorunların kaynağı vs. Sonra ilacı yenileyip gönderdi. Reçeteye baktım, tanı kısmında "depresyon" yazıyordu. HIIIIIIMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMmmmmmmmmmmm dedim.
Diğerlerinde de öyle yazdı.
Yoruldum yazmaktan hiaaaaaaaaa bitirelim bence yavaş yavaş.
Neyse. Sonrasında 4 5 kez daha yaptım. Genellikle duygu yoğunluğundan. Baş edememek. Sanırım yapmaya devam edeceğim. Şu an çok aptalca olduğunu biliyorum fakat belli zamanlarda, yapılabilecek tek şey oluyor, veya yapmak istenen tek şey.
Eğer başlamamışsanız, başlamayın. Kendinizi bunun sizi rahatlattığı ve daha iyi hissettirdiği konusunda ikna ederseniz eğer.. sonu gelmez. Onun yerine başlamamak/bırakmak için sebeplere bakın.
Bu yazıda sadece blogu günlük olarak kullandım, geri dönüp hatırlamak için.
Bundan bir sonraki yazıda kendini yaralama konusunda detaya girmek istiyorum. Türkiye'de bu konu hakkında bilgi sahibi olan insan çok az bence.
Eğer kendini yaralıyorsan veya bunun hakkında düşünüyorsan.. bil ki yaraların hep seninle kalacak ve sana bazı şeyleri hatırlatacak. Bil ki bulduğun "çözüm" kalıcı değil, anlık ve problemlerin hala orada. Evet bunu yapan biri olarak bunlar bana da mantıklı geliyor fakat dediğim gibi, o anda sadece yapıyorum. Belki sen yapmadan önce düşünürsün.
Okuduğunuz için teşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşekkürler~