Evet yine isyan etmek için açtım burayı ama en en eeeenn sevdiğim grubun yeni klibi yayınlanmış ben okuldayken ve klipte sadece çıplak mükemmel sesli solistimizi görüyorsunuz, hatta şöyle de bir dikdörtgen göstereyim;

Tabii ben bunu görünce isyan falan kalmadı bende ama yine de yazayım asjdjasfkasda
Bu salaklar da hiç haber vermeden pat diye çıkarıyorlar klibi tam sürpriz yani. "DAT ASS!" yorumunu eksik etmedim tabii.
Bu arada canlarım benim ya, 3. single'ı albümden en çok sevdiğim parçalardan biri yapmışlar yani onun için ayrı bi' sevindim. Öncelikle bu tamamen benim yorumum, şarkıda adamın biseksüel bir kıza aşık oluşunu ama kızın da ayrı bir kız arkadaşının oluşunuuu veeeeeee kızın ikisini birden sevişini arada kalışını falan anlatıyor oh yes. Kararını değiştirirsen buradayım diğer kızı siktir et falan. Sonra "aşk bir seçim değildir". Neyse konumuz bu değildi amk ashdasodjeuorj
Ama durun şunu da yazayım "Ben sadece bir kızın ilgisi için yarışan kötü adamım, bu karar veremeyen bir kız, bunun nedeni ise KIZLAAAAAAAR KIZLARIII VE ERKEEEKLEERİİ SEVER." hımm Türkçesi bok gibi oldu unutun bunu SA:DAS:d
Tabii kimseyle pek paylaşmadığım için başlayınca durması biraz zor oluyor.. Bi' de son kez şunu söyliim asjdaskdlasfa solistimizin yaşlandığını fark ettim cidden yani hani öyle kırışmamış falan tabii, zaten vücuda bakın yani!! Sadece yüzü daha bi' farklı böyle tam oturmuş gibi. Öyle işte. Zaman acımasız ama size işlemiyo ztn nys.
Asıl konumuza nihayet geliyorum.
İlk önce şundan bahsedeyim; ben farklı kültürlere bayağı ilgi duyan biriyim. Sevdiğim, ilgimi çeken bi' ülke hakkında araştırma yapmayı yazmayı çizmeyi okumayı falan çok severim. En sevdiğim ve en çok ilgilendiğim ülke İsveç, bunun hemen sonrasında ise İspanya geliyor. İspanya ilk göz ağrım gerçi ama şu an İsveç foreva :DAS:D Eveet bundan bahsettiğimize göreeeeee..
Şimdi bir gün sınıfta mal mal ders işlerken bi' İngilizce hocası geldi. Dedi ki Avrupa bilmem ne, Türkiye İstanbul ve okul hakkında kendi ingilizceniz ile bilgilendirici bir slayt hazırlayın, sunum yani, 2 kişi hazırlayacak bir slaytı, seçilenler İSPANYA'ya gidecek. İSPANYA diyorum bakın. Ben de oh yeeeeees dedim hemen ıptıs tıptıs yapmaya başladım. Ne kadar sevdiğimi de biliyor arkadaşlarım.
İngilizce bakımından hiç problem yoktu, sınıfta zaten İngilizcesi en iyi olan benim, bunu sınav notlarına, derslere, İngilizce konuşmaya, anlatmaya ve anlamaya dayanarak söylüyorum. Yani katılırsam bizim sınıf içinden kazanırım diye düşündüm, normalde pek öz güvenli biri değilimdir ama bu konuda cidden kendime güvendim. Sınıftan birkaç kişi "ya sen katılma" falan deyince iyice bir güven geldi.
Sunum 2 kişiyle hazırlanacağı için, benim de 2 tane arkadaşım olduğu için (telli ve çekik) önümde 2 seçenek vardı.
Tabii o gün telliyle biraz bozuktuk bi' şey diyemedim, hem de çekiğin de İngilizcesi iyi olduğundan ve slayt yapacağız ya malum, o da bayağı iyidir slayt işlerinde falan. O yüzden ona yöneldim hemen. Oh yes dedim sen slaytı yaparsın ben yazarım tam bir takım çalışması (hee).
Süremiz de azdı, Pazartesi günü söylendi ve Cuma günü teslim etmemiz gerekiyordu.
Ben bayağı havaya girmişim falan konuşuyorum "şöyle yazarız böyle yaparız di mi?" diye.. Bizim çekik hiç oralı değil!!!! Öyle pek hevesli değildi yani. Sebebiyse, bu sunumu bi' salon dolusu insana yapacağız ya, dedi ki ben stres olurum yapamam. Ben de sahneye çıkma konusunda bok gibiyim zaten, deneyimim falan da yok ama konu İspanya, bir de iyi olduğum bir konuda olunca çok üzerinde durmadım bunun. Yaparız ya nolcak dedim. O da yapar diye düşündüm çünkü yapacağımız hem basit bir şey, yazı kısmının tamamını ben yapacağım zaten, bir de İspanya'yı ne kadar sevdiğimi biliyor ya, yapardı yani.
Ben baktım bu çok hevesli değil, biraz motive etmeye çalıştım. Biraz demek yanlış aslında, okuldan çıktık evine gidene kadar susmadan bak şöyle olacak böyle olacak noooooooolooor falan diyerek bunları biraz da garip, neremden çıktığı belli olmayan seslerle süsleyerek konuştum..
-Ya yaparız nolacak ki, bak kendime bayaa güveniyorum bence kazanırız yani, ayrıca benim yerime sınıftan biri gitse nasıl hissedebileceğimi düşünsene.. İspanya'yı ne kadar sevdiğimi de biliyosun.. Ya zaten bak normalde seni hiç övmem hatta ıyyyy derim ama söylüyorum, slaytın falan çok iyi, bence ikimiz çok güzel bi' iş çıkarırız.
+...
-Olm İspanya diyorum ya
+Ya birkaç yıl sonra para biriktirip kendimiz gideriz, hem gezeriz yani şimdi gitsek sunum yapıp döneriz hiç göremeyiz ki bi' şey
-Tamam istersen birkaç yıl sonra da gideriz ama şu anki olay geziden veya sunumdan farklı olarak bi' başarıyı da gösteriyo. Yani bi' şeyi kazanıp seçildiğin için gideceksin oraya. Bunun gururunu düşünsene? oh yes pattaaaateeeeeeeees
+Ya orada bir sürü insanlar olacak nasıl yapıcaz sunum
-Olmadı büyük bi' kısmını ben yaparım yani ben de bu işlerde iyi değilim ama bunun için göze alabiliyorum bunları..
Bunlar örnekler yani yol boyunca konuştum sürekli, susmadım. Hafiften yumuşadı gibi oldu çekik kızımız, ben de eve gidip yazıyı yazma derdindeyim. Neyse işte o gün öyle geçti gitti, mallığımdan ve meşgul oluşumdan dolayı son güne bıraktım ben bunu, yani perşembe günü bitmiş olmalıydı ya, neyse günleri karıştırdım işte şu an.
O son günden önceki gün de okulda buna dedim "yarın şey edelim bak slaytı falan sen bugün bi hazırlan"
ve dedi ki "ya of hiç yapasım yok"
Bu benim için yeterli oldu

Bütün umudumu ona bağladığım için telliyle konuşmadık bile bu konuyu. Keşke önceden konuşsaymışız çünkü o da gitmeyi istiyormuş. Bana söylemiş sanırım beraber şey edelim diye ama hatırlamıyorum duymadım bile.. Sadece "gitmek istiyorum" dediğimde "ben de istiyorum" dediğini duydum.
Bugün Salı, geçtiğimiz Cuma günü yani 4 gün önce katılacaklar teslim ettiler sunumlarını. Ben tabii bir bok yapmadım.
Ciddi ciddi kırıldım biliyo musunuz? Kızdım da. Anlıyorsunuzdur zaten büyük ihtimalle..
Neyse tam unutmuştum ki bunları (malum hafızam ve olayların üzerinde durmayışım, ha ama üzerinde durmuyorum diye önemsemediğim anlamına gelmiyor, hayvan gibi önemsedim bunu ve ciddi anlamda unutacağımı sanmıyorum) bugün yine aklıma geldi.
Şimdi, okulda en sevdiğim öğretmen İngilizce öğretmeni. Bilmiyorum daha önceden bahsetmiş de olabilirim ondan ama şöyle söyleyeyim ki, kesinlikle düşüncelerine katıldığım, "örnek aldığım" ve çok sevdiğim biri. Samimiyetle söylüyorum ki öğretmenlik görevini de çok çok iyi yapıyor, bunu onu sevmeyenler bile gözardı edemiyor yani. Bu yıl dersimize girmiyor diye isyanlardayım zaten, neyse. Onun düşüncelerini falan çok önemserim, bence cidden süper biri.
Neyse bugün kantinde oturuyoruz üçümüz, Fikret hoca beni çağırdı geçerken, "noliy la" oldum, gittim hemen.
-Sen şu İspanya şeyine katılmadın mı?
+Hayır hocam.. Aslında çok istiyordum ama arkadaşım gelmeyince ben de gidemedim.. Çünkü malum sunum dışında eğlenmek falan da var ya..
-Arkadaşın olmadan eğlenemem mi dedin yani? :D
+Evet biraz öyle oldu xd
-Katılsaydın, İspanya'yı görmüş olurdun hem
+Hocam zaten İspanya en sevdiğim ikinci ülke, gitmeyi çok istemiştim ama işte..
-Benim favorim sensin yani :D
+Cidden mi? xdd
-Evet :D
+Teşekkürler hocam :'))))
-konuşma sonu-
Tabii ben bundan sonra masaya dans ederek falan gittim böyle, oh yes bana ne dediiiiiiiiii falan gibisinden.
Sonra birden DANK! etti.
Hocanın favorisiyim.
Yani o da kazanacağımı düşünüyordu.
Bense elime geçen bu çok büyük fırsatı geri zekalı gibi kaçırdım.
Bu çok büyük bi' fırsattı ve boku bokuna ellerimden kayıp gitti.
O an gözlerim doldu. HAYIR TABİİ Kİ AĞLAMADIM.
Yani böyleyken;

Birden böyle oldum;

Biraz şikayet ettim falan, Çekik de oradan diyor "ben gitmicem mi dedim". Şimdi ben napayım bunu a dostlar? Napayım siz söyleyin?
Ben yine konuştum ettim, bu dedi ki "Zaten hep sen haklısın" vs vs, dedim ki "Bu konuda haklı olduğun tek bi' nokta göster ve susayım". Demedi bir şey.
Bir de sonra kendisi haklıymış gibi 10 saat trip yedim bundan. Ben bu kadar kırgın ve kızgınken bile olayın üzerini hemen kapattım, onun bu yaptığına CİDDİ ANLAMDA anlam veremedim.
Büyük ihtimalle okumuş olacaksın bunu sevgili Çekik, bunu tartışmayı sürekli gündeme getirmek için değil sadece içimi dökmek için yazdım, umarım hissettiklerimi biraz anlamışsındır.
Neyse ya bari teselli falan edin az, üzülüom :(