En baştan başlayalım, en en en baştan.
Böyle deyince de konuya giremiyorum, pat diye girmem lazımdı. :((((
öhm....
Utangaçlığımı büyük bir ölçüde üzerimden attım. Yani tabii hala bazı şeyleri direkt söyleyemem (Alpay Erdem'in tweeti geldi bu noktada aklıma, "'İnsancıl' dururken 'hümanist'i neyleyim. 'Doğrudan' varken 'direkt'i ne edeyim. 'Afedersiniz' varken 'pardon'u g.tume mı sokayım." yazmıştı :'( ), çok konuşmam falan ama küçükken bu durum daha farklıydı. Ya tabii bu utangaçlık da diil de.. Şimdi anlatacağım anlayacaksınız arkdşlr merak etmeyin.. Biliyorum şu an "ne diyo la bu" diyorsunuz ama geçecek birazdan, söz!
Mesela kızlar orada oyun falan oynuyorlar, ben köşede durmuşum bu salakları izliyorum masum masum, ama hayyyyyatta gidip de kendim oyuna katılmıyorum, davet bekliyorum. Annem falan yazık, gidip söylüyordu kızlara beni de aralarına alsınlar diye. Onlar da "e gelsiiiin" diyorlardı. -.- İşte tamamen benim mallığım. ^_^
Küçük yaşlarda arkadaşlık durumum böyleydi diyebiliriz.. Hani öyle olur ya, bi' arkadaş grubunun lideri gibi, sözün geçer falan, heh işte ben asla onlardan olmadım. Gayet de masum, çekingen, söylenilen her şeye "hıhım, olur" diyen biriydim anlayacağınız.
O değil de aklıma şey geldi :D:D::DdD:D Bizim orada geri zekalı bir çocuk vardı, kardeşimle ve benimle uğraşan sürekli. Heh işte bi' gün dedem bize gelmişti, sokağın köşesine çıkmış falan, biz de yanına gittik, baktık o geri zekalı mal öküz de orada bir boklar yapıyor. Biz de "oh yes! dedemiz yanımızda! haydin ibnelik yapak!" diyerek çocuğa "EHEHEHEH, GELSENE ZAA HADİ HADİ HADİ" yaptık, dedemiz yanımızda olduğuna göre bi' şey yapamazdı di mi? NERDEEEEEEEEEE o günler! Dedem de gayet iyi, yumuşak bi' adam. Biraz sert görüntüsü olsa etki ederdi belki ama, hal böyle olunca çocuk gayet de gelmeye başladı, sonra biz de eve kaçtık. ^_^
Neyseh, çok eskiden arkadaş durumum nasıldı çok hatırlayamıyorum. Sadece öyle normal kendi halinde takılan biriydim. Bi' kere anaokuluna giderken, "acaba noolcak?" diyerek önlüğümü kesmiştim, bunu hatırlıyorum ama. Kesilmişti işte önlük. Çok da süper bi' şey olmuyormuş.. Hem de kırmızıydı önlüğüm. :'(
Çok çok sonra, işler tersine döndü.. 6.-7.-8. sınıfa giderken tam da grubun lideri gibi bi' şeydim. Gayet de konuşurdum, hatta susmazdım. Tabii bu grubun içindeydi sadece asjfkf. 4-5 kişiydik, benimle, o zamanlardaki en yakın arkadaşım küsmüştük, gruptakiler benim yanımdan ayrılmamışlardı, öyle bi' konumdaydım. Her şey gayet de güzel gidiyordu..
Ama ne zaman ki, bu geri zekalı beynim düşünmeye, kişiliğimi oluşturmaya başladı, o zaman yine arkadaşlık konusunda fikirlerim, HER ŞEYİM değişti.
O zamanlardaki en yakın arkadaşım, neredeyse haftanın her günü gördüğüm arkadaşım, şu anda benim için normal bi' arkadaş. Tamam yani normalin biraz üzerinde ama asla eskisi gibi değil ve olamaz da..
Lisede düşüncelerimin, kişiliğimin farkına vardım, önceden bunlar benim için önemli değildi, çünkü bilmiyordum da tam olarak. Böyle olduktan sonra haliyle herkesle arkadaş olamamaya başladım. Bir kere şunu söyleyeyim, düşüncelerinizin farklı olduğu biriyle arkadaş olamazsınız diye bi' şey yok, demek istediğim bu değil. Gayet de arkadaş olabilirsiniz ama saygı lazım, birbirinizi dinlemeyi bilmeniz gerekiyor.. Sınıfın yarısından fazlasını zerre kadar sevmeyişimin sebebi bu değil yani. (Ha, bazılarının beni sevmeyişinin sebebi bu olabilir)
Ben de çevremde kimseyi kendime yakın hissedemedim. Arkadaşım vardı evet, ama sadece "arkadaş", normal biri, vakit geçirebileceğin biri. Ben ne yapayım gelip bana SÜREKLİ aşklarını, kestiği çocukları anlatan arkadaşı. Hayır anlatırsın tabii ki ama bu böyle olmamalı amk, ayrıca herkesin sana baktığını, senden hoşlandığını sanan bir malsan, siktir git. Benim "arkadaş" kelimesinden anladığım, saatlerce gülebileceğin, bi' şeylerini anlatabileceğin biri. Benim arkadaşımla her şeyden önce eğlenebilmem gerekiyordu..
For egzempıl;

"Haksızlık" diye düşündüm hep.. Onların en sevdikleri yanlarındayken, benim neden saatlerce uzaklardaydı? Her gün yüzlerini göreceğim için okuldan soğuduğum insanlar yanımdayken, onlar neden değillerdi? Ben "bi' gün birlikte şunları şunları yapacağız" diye hayal kurarken, onların neden her an istediklerini yapabilecek imkanları vardı? Bu tür sorular gerçekten koyar. -.-
Eğer onlarla aynı olsaydım, bu sorularla kafamı sikmeyecektim belki de. Lise hayatınızın güzel geçmesi için diğerleriyle "aynı" olmanız gerekiyor. Bu bi' gerçek. Eğer tamamen farklı düşünen, farkı şeylerden hoşlanan biriyseniz, lise hayatınızın filmlerdeki/dizilerdeki gibi geçmesi mümkün değildir diye düşünüyorum. Hani böyle tüm sınıf birlikte bi' şeyler yapar falan, heh işte öyle bi' şey yok bi' kere.
Sınıfta insanlar var, herkesle iyi anlaşan, arkadaş grubu bi 10-15 kişiden yani sınıfın yarısından oluşan kişiler. Eğer böyle olursanız, lise hayatınız çok güzel geçer sanırım. Çünkü sınıfta eğlenirsiniz, kalabalıksınız, sınıf size ayak uydurur gibi şeyler.
Ama dediğim gibi, durum böyle değilse, hayallerdeki "lise" fikri tamamen ortadan kalkıyor. Herkesle arkadaş olamıyorum, sınıftaki çoğu kişiyi hiç mi hiç sevmiyorum. 2 kişiyi sürekli olarak öldürme isteğim varken, başka kişilere karşı da ara ara geliyor bu istek. Lan belki de farklılık falan hikayedir, benim psikolojim bozuktur! :O OLABİLİR.
Bu yüzden öğretmenin teki bile taktı bize. Azıcık sınıftaki konumdan bahsedeyim, evet. 3 kişiyiz. Gayet de güzel bence. Mesela bir keresinde, sınıftaki arkadaşın tekinin doğum gününü kutlayacaklardı, sürpriz falan hazırladılar buna, sınıfta kutladılar falan. O sırada herkes ayakta, tahtanın oraya gitmiş "oh yes iyi ki doğdun x" falan yapıyorlar, benim de tarzım değil böyle şeyler.. Sevmiyorum. Hem de yakın biri değil. Kendimi oraya ait hissetmedim ve gitmedim. E yanımdakiler de gitmediler. Çok farklı değil onlar da çünkü. Herkes tahtadayken biz oturduk onları izliyoruz yani anlayacağınız. :D:D:D:D:D:.d:D Geri zekalı hoca geldi sonra, "neden siz katılmıyorsunuz?" falan diye göt göt konuştu. Sonra hocanın öyle yaptığını gören nefret ettiğim kız, bizimle ilgileniyor numarası yaptı.. Ertesi gün de derste, sınıfla birlikte "Ankara'nın Bağları" ve benzeri şarkıları söylemedik diye, "sınıfın bütünlüğünü bozuyor" olduk.. Var ya, arkadaşlarımla apaçi marşında bile Yıldız Tilbe dansı yapabilirim, şarkıyı küçümsediğim için söylemiyorum yani bunu. Ama onlarla birlikte olunca, olmuyor, eğlenemiyorum, istemiyorum.. İstemiyorum diye düzen bozan, ayrımcı olarak adlandırılmam saçma diil mi? Zaten hayatımın çoğu zamanında dertsiz, rahat rolü yaparken, bi' de sikim sikim insanlarla eğleniyor rolü mü yapacağım?
Zaten onlar da ayırıyor yani tek biz değil. Bir kere bir öğretmen hakkında SON DERECE GERİ ZEKALICA (ama gerçekten geri zekalıca, onları sevmediğim için söylemiyorum bunu) bi' sebepten dolayı şikayette bulundular ve dersimize girmemesini istediklerini söylediler. O öğretmen de benim en çok sevdiğim ve örnek aldığım biri. "yhaa herkes gitmesini istiyo" falan yapıyorlar, "ben gitmesini istemiyorum" dedim, bu salak ne dese beğenirsiniz? "27 kişiden sadece 3 kişi" He götüm he, gittin sordun tek tek tüm sınıfa, hiç kimse istiyor, biz 3 kişi olarak istiyoruz ve düzen bozuyoruz. He..
Neyse işte.. Hem bence gereksiz o kadar arkadaş. Olmaz ki. "Gerçek" arkadaş sayısı bir elin parmaklarını geçmemeli sanıyorum. O zamanlardaki en yakın arkadaşımın şimdi normal bir arkadaş oluşunun sebebi de, farkına varmam. Bunda yine düşünceler ne kadar farklı olsa da etki eden bu değil. Mesela şu: benim başka şehirlerden edindiğim arkadaşlarım benim her şeyimken, onun için bir hiç, çünkü ona göre arkadaşlık birlikte dışarı çıkabilmek. Amk ben senin, tamam mı? Geri zekalı.
-Bi' gün gelelim şu lunaparka..
+Ben gelmem, sevmiyorum ben lunapark
-Neden lan? Eğleniriz işte
+Benim eğlence anlayışım bu değil
-OT GİBİ YAŞIYORSUN LAN.
SİKTİR SİKTİR SİKTİR GİT! GÖT! -.- Sana mı soracaktım? Bunu kendisine de söyledim, benimle bu şekilde konuşmaya, küçümsemeye devam ederse arkadaşımı gayet de bitiririm. Birlikte geçen yıllarını da yanına alıp siktir olur gider, umrumda olmaz. Arkadaşlıktan anladığım şey bu değil benim.
Şu an sahip olduğum arkadaşlarımla çok çok mutlu bir unicornum. ^_^

Arkadaşlık hakkındakı yazıyı "arkadaşlık güzeldir, çok süper bir şeydir" diye yazamazdım.. Aaa durun lan, bari başlığı böyle yapayım. Bu arada başlık bulma özürlüsüyüm.. Neyse, yine upuzun bir yazı oldu istem dışı. :(
Yazmaya devam, bu arada size bi' hitap şekli bulmak istiyorum, böyle olmuyor jsadjasdkj :(
Önerilerinizi yazabilirsiniz, görüşmek üzere! ^^